Başarı için işleri basitleştirin

Probleminizin ne olduğunu biliyorum. Merak etmeyin, yalnız değilsiniz. Çoğu iş sahiplerinin karşı karşıya kaldıkları bir sorundur bu.

Şu sayıyı bir kağıda yazın: 12,075,769,853. Şimdi o kağıdı bir kenara koyun (ama incelemeden) ve yazdığınız sayıyı sırf hafızanıza dayanarak kendi kendinize tekrarlayın. İmkansız, değil mi? Durun, acele etmeyin.

Pekiyi, size aslında bunun hiç de zor bir şey olmadığını söylesem ve o 11 rakamlı sayıyı asla unutmamanızı sağlayacak bir strateji önersem? Herhalde bana şüpheyle bakarsınız.

Ya size aynı sayıyı 1-207-576-9853 olarak verseydim:? (Bu benim ofis telefonum.)

Eminim şu anda biraz şaşırmış veya bana kızmışsınızdır. Çok iyi! Zira bakış açınızı değiştirebilmem için biraz duygusallaşmanız gerekiyordu.

Bu küçük deney, girişimciler olarak bizim sık sık yaptığımız bir şeye çok benzeyen harika bir örnekti. Biz girişimciler işimiz söz konusu olduğunda olayları zihnimizde çok daha büyük, daha korkutucu ve daha karmaşık olarak canlandırırız. Böylece negatif duygularımız ağır basar ve konuyu bir tehdit veya felaket gibi görürüz. Herhalde “analizden paralize” (bir konuyu fazla incelemekten doğan felç durumu) terimini duymuşsunuzdur, değil mi? İşte, başarılı bir sonuca ulaşmamızı engelleyen şey de budur.

Her işin belli kuralları vardır. Biz girişimciler genellikle karmaşık bir şeyi basitleştirmek yerine, basit bir şeyi karmaşıklaştırırız. Yukarıda yaptığımız telefon numarasını hatırlama egzersizi de karmaşık bir şeyi basitleştirmekle ilgili çok iyi bir örnekti. Olayı adım adım ele almanın ve karmaşık bir bilgiyi küçük parçalara bölerek hazmetmesi veya hatırlaması daha kolay bir hale getirmenin nasıl işe yaradığını gördük. Eminim siz de milyar basamaklarındaki sayıları, örneğin muhasebecinizin, eşinizin, ortağınızın, tedarikçilerinizin, çocuklarınızın, yakın arkadaşlarınızın telefon numaralarını kolayca hatırlayabiliyorsunuzdur.  Bu numaralar her an aklınızdadır ve onları hiç düşünmeden çevirirsiniz.

Kendine güven ve etkin bir hafıza, her türlü girişimi kolaylaştırır. Basitlik güç sağlar. Yaptığımız telefon numarası egzersizini hatırlayın ve şimdi kendinize şu soruyu sorun:

İşimle ilgili hangi konuları gereksiz yere karmaşıklaştırıyorum? 

Eğer istediğiniz sonuçları alamıyor ve işinizin baş aşağı gitmeye başladığını düşünüyorsanız, büyük bir olasılıkla temel kurallarınızdan uzaklaşmışsınız demektir. Olayları zihninizde karmaşık bir hale getirmişsinizdir. Bir sporcu performansını kaybetmeye başladığında, egzersiz programına yeni beceriler, stratejiler veya teknikler katması gerekmez. Performansının düşmesine neden olan şey genellikle temel kurallarından uzaklaşmış olmasıdır. O kuralları hatırlayıp düzgün bir şekilde yeniden uygulamaya başlayınca, performansı da düzelir.

Girişimcilerin zaman içinde göz ardı ettiklerini gördüğüm en önemli kurallar şunlardır:

1. İşleri akıllıca yönetmek ve basit bir şekilde ele almak. Herhangi bir telefon numarasını biriyle paylaşırken, o numarayı milyar basamaklı bir sayı olarak mı verirsiniz? Tabii ki hayır. Ama insanlar kendi işlerinde aynen böyle yapıyor. Bir konuda başarılı olmak oldukça basittir, ama kolay değildir. Çaba harcamadan yapılan bir iş için “kolay” deriz. Basit denen bir iş için ise izlenebilecek “hazır bir yol” var demektir. Karmaşık faaliyetlerinizi basit adımlar şeklinde parçalara ayırın. Hatta daha da iyisi, mümkünse gereksiz adımları da ortadan kaldırın.

1999 yılında üniversite hokey takımını çalıştırırken, kalecimin performansı çok düşmüştü. Rakip takımlardaki her golcünün hareketlerini tek tek incelemiş, kendi tekniğini değiştirip ayak hareketlerini farklı bir tekniğe göre uyarlamış, ama tüm bunlardan hiçbir sonuç alamamıştı. Sonuçta hem onu hem de takımı başarıya ulaştıran şey, sadece dört kelimeydi…. “topu gör ve yakala”.

İşinizde başarılı olmak için karmaşık çözümler aramayın. Gözünüzü toptan ayırmayın, akıllıca ve basit yöntemler uygulayın.

2. İşinizi müşterilerinizin gözüyle görmek. Girişimciler, yarattıkları ürün veya hizmetlerle büyük gurur duyar. Bunu ben de desteklerim, zira iyi olduğunuza önce kendinizin inanması gerekir – aksi halde kimseyi inandıramazsınız.  Ama müşterilerinizin ürününüz ya da hizmetiniz hakkında ne düşündüğünü bilmeniz de son derece önemlidir. Onların görüşü sizinkinden çok daha fazla değer taşır. Ve değer söz konusu olduğunda, piyasa asla yalan söylemez.

Eğer müşteriniz mükemmel olduğunuzu düşünmüyorsa, daha iyisini yapmalısınız. Ama daha tehlikelisi – eğer müşteriniz sunduğunuz ürün veya hizmette belli bir değer göremiyorsa, o zaman yeniden kara tahtanın önüne geçmeniz gerekir. Müşterinin işinizle ilgili görüşlerini asla gözden kaçırmamalısınız. Müşterilerden alacağınız geri bildirimleri,  yol haritanız olarak görün.

3. Süreçleri sistemli bir hale getirmek ve o sisteme odaklanmak.  Sadece hedefe veya sonuca odaklanırsanız, çabalarınız farklı bir yöne veya boşa gidebilir. O yüzden, süreçlerinizi basitleştirin.

Üniversite hokey takımını çalıştırmaya başladığımda – takımımın durumu hiç de iyi değildi ve sezonun ilk yarısında bir türlü gol atamamıştık. Ben de o öfkeyle, uyguladığımız taktiklerin yüzde 95’ini silip attım ve sadece bizi gole götürmüş olan iki taktik üzerine odaklandım.  İtiraf edeyim ki bu, hem rastlantısal, hem de dahice bir seçimdi. 

Öfkeyle aldığım bu kararın, yapılabilecek en iyi şey olduğunu gördük. Zira oyuncularım, basit bir sistem üzerinde ustalaştıkları için öz güvenlerini yeniden kazandılar. Herhangi bir konuya özgüvenle yaklaşmak bulaşıcıdır. Oyuncularım kendilerine güvendikleri için, neredeyse kusursuz denebilecek oyunlar sergilediler ve oyun başına attıkları gol sayısı da üç katına çıktı. İş yaşamında da basit yöntemler genellikle daha fazla başarı getirir.

Belli bir yöntem ve sistem oluşturmak, herhangi bir işin ölçülebilirliği için en önemli unsurdur. Hedefe ulaşmak için bir yöntem belirlerken, kolay öğretilebilir ve kolay uygulanabilir olmasına dikkat edin. Böyle yaparsanız, bu yöntem en mükemmel şekilde işler.

Franchise şirketleri bu konuda uzmandır. İşin her aşaması için sistematik bir süreç belirlerler ve anahtar teslimi bir yapı oluştururlar. Böylece franchise alan iş sahibinin başarılı olabilmek için yeni süreçler bulmasına veya tekerleği yeniden keşfetmesine gerek kalmaz

Bağımsız kurulan şirketlerin %80’inin ilk beş yıl içinde battığını biliyor muydunuz? Buna karşılık, aynı 5 yıllık süre içinde franchise işletmelerinden % 94’ünün ayakta kaldığını düşünürseniz, sistem oluşturmanın değerini anlayabilirsiniz.

Başarı mutlaka iz bırakır. O yüzden, müşterilerime sorduğum soruları size de soracağım:

–       Sizin de franchise işletmelerine benzer süreçleriniz var mı?

–       Bir sisteminiz var mı? Varsa o sistemi alıp yarın da aynen kullanabilir misiniz?

Yüksek performanslı kişiler başarıyı zorlaştırmaz. Örneğin Lombardi’nin Green Bay Packers takımı, sadece “power sweep” denilen bir taktiği uygulayarak Super Bowl şampiyonasını beş kez kazandı. Bu taktiği o kadar kusursuz uyguladılar ki, rakipleri savunma yapamadı. Michelangelo da Sistin Kilisesi’ni sadece üç renk kullanarak boyamıştı: yeşil, mor ve somon rengiyle.

Başarıya ulaşmak basittir ama kolay değildir. Önemli olan, başarıyı zorlaştırmamaktır. 

Kaynak: Entrepreneur

Bunu Paylaş
Pin Share

Bir yanıt yazın

Bizi Sosyal Medyadan Takip edebilirsiniz.