Resul-i Ekrem (s.a.a)’in eşi Ayşe, bir gün Resul-i Ekrem (s.a.a)’ın huzurundayken içeriye bir Yahudi adam girdi. Ancak bu ziyaretçinin gelişi özel bir şekildeydi. Selam vermek yerine “Essamu aleykum” yani “ölüm üzerinize olsun” dedi. Bir süre sonra başka bir ziyaretçi daha geldi ve o da selam vermek yerine aynı ifadeyi kullandı. Bu durumun tesadüf olmadığı açıktı; bu, Resul-i Ekrem’i (s.a.a) dille incitmek için planlanmış bir hareketti. Ayşe öfkelendi ve “Ölüm sizin üzerinize olsun…” diye bağırdı.
Resul-i Ekrem (s.a.a), Ayşe’ye dönerek sakin bir şekilde şunları söyledi: “Ey Ayşe, küfür etme. Çünkü küfür, şekil aldığında en çirkin ve kötü bir hale dönüşür. Yumuşaklık ve sabır, her şeyin üzerine koyulduğunda onu güzelleştirir, süsler, ancak her şeyin üzerinden kaldırılırsa güzelliğini kaybeder. Niçin sinirlenip öfkelendin?”
Ayşe, cevap verdi: “Resulullah, görmüyor musunuz? Bunlar selam yerine küstahça ve utanmadan ne dediler?”
Resul-i Ekrem (s.a.a) şöyle yanıtladı: “Evet, görüyorum. Bu yüzden ben de ‘Aleykum’ yani ‘sizin üzerinize olsun’ şeklinde cevap verdim. Bu kadarı yeterliydi.”
Bu hikaye, öfkenin ve incitmenin sonuçlarına dikkat çekiyor ve Resul-i Ekrem (s.a.a)’in güzel ahlak ve sabır öğretisi üzerinde duruyor. Olaya sakinlikle yaklaşmak ve kötülüğe iyilikle karşılık vermek, her zaman en doğru yol olabilir.
